İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU

Çalışma hayatında işçi statüsünün oluşması Sanayi Devrimi ile gerçekleşmiştir. Zamanla iş hayatının gelişmesi sonucu, işçi işveren ilişkilerinin ve devletin çalışma hayatına müdahalesinin düzenlenmesi için İş Hukuku doğmuştur. İş Hukukuna yön veren en önemli temel ilkeler “işçiyi koruma ilkesi” ve “işçi yararına yorum ilkesi” olarak karşımıza çıkar. İşçiyi koruma ilkesi; işçinin, güçlü işveren karşısında hukuki düzenlemelerle korunması gerektiğini, işçi yararına yorum ilkesi ise iş hukukuna ait düzenlemelerde veya iş yargısında boşluk ve eksiklik ile karşılaşıldığında yorumun işçi lehine yapılması gerektiğini ifade eder.

İş Hukuku konusuna göre bireysel iş hukuku ve toplu iş hukuku olarak sınıflandırılmaktadır. Tek işçi ile işveren arasındaki iş sözleşmesinin kurulması, bu iş sözleşmesinden doğan hak ve borçların yerine getirilmesi, iş sözleşmesinin devamı sırasında çalışma koşullarının düzenlenmesi, iş sözleşmesinin sona ermesi ve sonuçları gibi konular Bireysel İş Hukuku kapsamında kalmaktadır. Toplu İş Hukuku’nun konusunu ise; taraflardan en az birinin mesleki kuruluş (sendika) olduğu kollektif düzeydeki iş ilişkileri oluşturur. İşçi, işveren ve devletin çalışma hayatındaki rolünü düzenleyen iş hukukunun kaynakları Anayasa, İş Kanunu, Basın İş Kanunu, Deniz İş Kanunu, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, İş Mahkemeleri Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu’dur.

İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. Maddesi uyarınca iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hariç, kanuna, bireysel ve toplu iş sözleşmesine dayanan işçi işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebi ile açılan davalarda arabuluculuğa başvurulması dava şartı halinde getirilmiştir. Arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması durumunda, dava, dava şartı yokluğundan reddedilecektir. Kanun’un arabuluculuğu dava şartı haline getirmesi, hem iş davası kaç yıl sürer kaygısı taşıyan işçi için hem de işçilik alacağı için mahkemelik olmak istemeyen işveren için bir fırsattır. Mahkeme dışı uyuşmazlık çözüm yolu olan arabuluculuğun uygulanmaya başlamasıyla uyuşmazlıklar azalsa da halen daha yargıya intikal eden iş davalarının büyük çoğunluğunu, güçsüz konumdaki işçilerin açmış oldukları işçi alacağı davaları oluşturmaktadır.

Antalya 'da bulunan büromuzda,her türlü işletme için, işveren ve çalışanların ayrı ayrı yasal hak ve sorumlulukları konusunda iş hukuku danışmanlığı yapılmakta olup işverenler haricinde iş hukukundan kaynaklanan her türlü davanın çözümünde işçi / çalışanlara da Antalya İş Hukuku Avukatı olarak hizmet verilmektedir. Antalya İş Hukuku Avukatlarımızın verdiği bazı hizmetler aşağıdadır.

 İş Hukuku ile İlgili Verdiğimiz Hizmetler

  • Dava şartı arabuluculuk müzakerelerinin yürütülmesi,
  • Kıdem ve İhbar Tazminatı Sorgulama ve Hesaplama İşlemleri,
  • Kıdem Tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai ücreti, agi, yıllık izin ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı davası,
  • İşe iade davası,
  • Hizmet tespiti davası,
  • Meslek hastalığı ve iş kazası tazminat davası,
  • İş kazası sonrası destekten yoksun kalma tazminatı davası
  • Mobbing (Psikolojik Baskı) ve Kötü Niyet Tazminatı davası,
  •  İşçi ve işveren arasındaki ihtilafların çözümü,
  • Hukuki danışmanlık.

 


Yol Tarifi